
Gıybet insanı dünyada olduğu kadar ahirette de zarara uğratır.
“Arkadan çekiştiren, ayıp kusur arayan, servet toplamış ve onu sayıp durmuş olan herkesin vay haline!” (104/Hümeze Suresi, 1. Ayet)
Gıybet bir insanın diğerlerinin arkasından konuşarak duyduklarında üzülecekleri veya utanacakları konulardan bahsetmesi, yani dedikodu yapmasıdır.
“Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
‘Gıybet nedir, bilir misiniz?’
‘Allah ve Resûlü daha iyi bilir’ dediler. Hz. Peygamber:
‘Gıybet, din kardeşini hoşlanmadığı bir şey ile anmandır’ buyurdu.
‘Söylenen kusur eğer o kardeşimde varsa, ne dersiniz?’ diye soruldu.
‘Eğer söylediğin şey onda varsa gıybet ettin; yoksa, o zaman ona iftira ettin demektir’ buyurdu.” (Müslim, Birr 70)

Gıybet Allah’ın yasakladığı ve affı olmayan en ağır kul haklarından biridir.
Gıybet öyle kötü bir haslettir ki, bedenimizin ve ruhumuzun dengelerini altüst eder, kalbimizi karartır, maneviyatımızı kirletir. Her yönden zarar veren gıybeti yaşamımızdan tamamen çıkarmamız gerekir.
“Süfyân İbni Abdullah radıyallahu anh şöyle dedi:
‘Ey Allah’ın Resulü! Bana kesinlikle yapmam gereken bir iş söyle’ dedim. Efendimiz, ‘Rabbim Allah’tır de, sonra dosdoğru ol!’ buyurdu.
Ben, ‘Ey Allah’ın Resulü! Hakkımda (zararını göreceğimden) en çok endişe ettiğin şey nedir?’ dedim. Efendimiz, o güzel dilini eliyle tuttu ve ‘İşte budur’ diye buyurdu.” (Tirmizî, Zühd 61)
Müminin herhangi bir konu hakkında bilgisi olmadığı halde sırf bir insanı rezil etmek ve küçük düşürmek amacıyla gıybet yapması, zan altında bırakması, iftira atması, dünyada ve ahirette pişman olmasına yol açar.
Gıybet yapan mümin, kul hakkını yediği için Allah’ın hoşnutsuzluğuna sebep olan, günahkâr bir kul haline gelir. Gıybetini yaptığı kişiden helallik alması ve Allah’tan af dilemesi gerekir.
Bir adam Hasan-ı Basri’yi çekiştirip dururmuş. Hasan-ı Basri ise bu utanmaz dedikoducuya hediye gönderirmiş.
Bir gün adam sormuş: “Ben sürekli sizin aleyhinize konuşuyor, insanları sizden uzaklaştırmaya çabalıyorum, siz ise bana hediye gönderiyorsunuz. Sebebi nedir?” Hasan-ı Basri şöyle cevap vermiş: “Aleyhimde konuştukça günahımı alıyor, sevabımı ise çoğaltıyorsun. Ahirette benim günahımı yüklenip öyle mahşere geleceksin. Sana acıdım. Bari bunca yükün ve hamallığın karşılığını bu dünyada vereyim dedim. Onun için sana hediye gönderiyorum. Sen konuştukça ben de hafifliyorum.”
Gıybet yapan insanın ruhuna ve bedenine büyük bir ağırlık çöker ve bu ağırlık onun bütün işlerine engel olur.
Yaptığımız gizli veya açık her davranış, Allah katında kayıt altına alınır. Kaydedilen kötü davranışlar insanın maddi ve manevi açıdan ilerlemesinin önünde engeldir, duaların etkisinin azalmasına hatta yok olmasına yol açar.
“İnsanı biz yarattık ve elbette içinden geçenleri biliriz; sağında solunda oturmuş iki alıcı (yaptığını) alıp kaydederken biz ona şah damarından daha yakınız. O hiçbir söz söylemez ki, yanında onu gözetleyen çok dikkatli bir gözetleyici olmasın!” (50/Kâf Suresi, 16-18. ayetler)
Gıybet sadece insanlara zarar vermekle kalmaz. Toplumsal hayatta birlik, beraberlik ruhunu ve huzuru bozar, kargaşaya neden olur. Bu nedenle de Allah’ın günah saydığı, çok kötü bir davranıştır.